Sivilceye Ne İyi Gelir? (Evde Uygulayabileceğiniz Çözümler)

Sivilceye Ne İyi Gelir? (Evde Uygulayabileceğiniz Çözümler)

Sivilce cilt sorunları arasında açık ara önde. Sivilceyi cilt lekeleri, siyah noktalar gibi diğer problemler takip ediyor ama bu iki sorun sivilcenin yanına bile yaklaşamıyor. Peki, nedir bu sivilce? Neden oluşur? Nasıl geçer? Ve en önemli soru sivilceye ne iyi gelir? Adım adım bu soruların cevaplarına bakalım.

Hemen “sivilceye ne iyi gelir” bölümüne atlamadan tüm yazıyı okumanızı tavsiye ederim çünkü sivilcelerle uğraşmak yada -en azından- daha az uğraşmak istiyorsanız sivilcenin nedenlerini de bilmeniz gerekiyor.

Sivilce Neden Olur?

Öncelikle şunu söyleyeyim; ergenlik dönemindeyseniz sivilcelerden korunmanın pek bir yolu yok gibi. Bu durum sizin dışarıdan yapacağınız müdahalelerle ilgili değil, yetişkinliğe geçişte yaşanan hormon düzensizlikleriyle alakalı. Ama doğru bir cilt bakımı ve kullanacağınız doğru doğal ürünlerle en azından sivilcelerin çok yayılmadan daha kısa sürede iyileşmesini sağlayabilirsiniz.

Ergenlik dönemindeki her 10 kişiden (kız veya erkek fark etmez) 8’inde sivilce görülüyor. Bazılarında, örneğin cildi yağlı olanlarda daha sık ve daha büyük sivilceler oluşurken bazılarında daha az görülebiliyor ama sonunda neredeyse herkesin sivilcesi oluyor.

İyi haber ise ergenlik dönemi bittikten sonra sivilceler büyük oranda azalıyor. Burada dikkat etmeniz gereken nokta sivilcelerin iz ve leke bırakmadan iyileşmesine dikkat etmek.

Hormon düzensizliği ergenlik dönemi dışında kadınlarda gebelik ve adet dönemlerinde de görüldüğü için bu dönemlerde de sivilcelerin oluşması normal.

Peki, hormon seviyesindeki dalgalanmalar nasıl sivilceye yol açıyor?

Bunun nedeni homon dengesizliğinin ciltte yağ üretimini artırması ve bu fazla yağın cilt gözeneklerini tıkayarak sivilceye neden olan bakteriler için uygun bir ortam yaratması.

Pek çok yerde gözeneklerin “cilt temizliği düzenli olarak yapılmadığı için” tıkandığını okumuş olabilirsiniz. Ama gerçekte bu bilgi doğru değil. Az önce belirttiğim gibi cilt gözenekleri kirden değil cildin ürettiği fazla yağdan tıkanıyor.

Ergenlikte, adet veya gebelik dönemlerinde yağ üretimi cilt tipinizden bağımsız olarak artıyor. Yani normalde kuru bir cildiniz olabilir ancak hormonların seviyesi değiştikçe cildiniz yağlanır ve sivilceler çıkar.

İlerleyen yaşlarda ise sivilce sorunu daha çok cilt tipinden kaynaklanıyor. Eğer yağlı bir cildiniz varsa ergenlik dönemindeki kadar olmasa da sivilcelerle uğraşmak zorunda kalabilirsiniz.

Sonu sivilce olan aşamaları şöyle sıralayabiliriz;

1) Ciltte bulunan yağ bezleri “sebum” adı verilen yağ, keratin ve epitel birikintisi içeren yarı sıvı madde salgılar. Biz buna kısaca “yağ” deriz.

2) Cilt tipi (yağlı cilt) veya hormon değişimleri nedeniyle normalden fazla üretilen yağ gün içinde cilt yüzeyinde birikmeye başlar.

3) Bu yağ cilt yüzeyinde her an mevcut olan ölü cilt hücreleriyle birlikte cilt gözeneklerine dolmaya başlar.

4) Bu gözeneklere bakteriler de gelir. Bir süre sonra tıkanan gözenek içerisinde bulunan bakteriler bölünmeye ve çoğalmaya başlar.

5) Bakterilerin sayısı yeterli çoğunluğa ulaşınca bölge iltihaplanır, şişer, kızarır ve sivilce oluşur.

Eğer tıkanan gözenek tamamen kapalı kalırsa “beyaz nokta” dediğimiz yağ noktacıkları, gözenek açıksa “siyah nokta”, iltihap cildin altında birikmeye devam ederse “kırmızı sivilce”, vücudunuz bu iltihaba tepki verirse içi irin dolu olan “beyaz sivilce” oluşur.

Sivilcenin oluşumu hakkında bilgilerden sonra bu sivilcelere karşı yapabilecekleriniz nelerdir bir de onlara bakalım.

Sivilceye Ne İyi Gelir?

Sivilcelerin oluşmasını önlemek veya geçmesini hızlandırmak için mucize bir çözüm yok ancak alabileceğiniz tedbirler ve evde uygulayabileceğiniz bazı yöntemler var.

Sirke: Evet kokusu herkesin hoşuna gitmeyebilir kabul ediyorum ama sirke sivilcenin nedeni bakterilerin temizlenmesi için çok etkili bir ürün. Mevcut sivilceleri bakterilerden arındırmak ve dolayısıyla daha kısa sürede, fazla büyümeden geçmesini sağlamak için de sirke kullanabilirsiniz.

1 yemek kaşığı sirkeye 2 yemek kaşığı iyi su ekleyin. Bu sirkeli suyu pamukla sivilcelere sürün ve kurumasını bekleyin (en az 10 dakika). Sora yüzünüzü yıkayın ve nemlendirici sürün. Bu uygulamayı sivilceler geçene kadar her gün, gün içinde 4-5 kez tekrar edin.

Patates: Çiğ patatesin iltihabı önleme ve iyileştirme özelliği var. Çiğ patatesi ortadan ikiye bölün ve iç kısmını sivilcelerin bulunduğu bölgeye sürün. Katı meyve sıkacağınız varsa suyunu sıkarak pamukla sivilcelere pansuman yapabilirsiniz. Patatesi sürdükten sonra en az 15 dakika bekletin sonra bol suyla yüzünüzü yıkayın. Artan patates suyunu buzdolabında 3 gün saklayabilirsiniz. Bu uygulamayı gün içinde 4-5 kez yapabilirsiniz.

Çay Ağacı Yağı: Çay ağacı yağı antifungal (mantar önleyici) ve anti bakteriyel doğal yağlar arasında belki de en güçlü olanı. 2-3 damla çay ağacı yağını bir pamuğa damlatın ve sivilcelerin bulunduğu bölgeye sürün. Yüzünüzü yıkamanız gerekmiyor. Her gün uygulayabilirsiniz.

Aspirin: Sivilceler için en çok önerilen uygulamalar arasında yer alan aspirin maskesi hem sivilcelerin daha kısa sürede iyileşmesine yardımcım olur hem de sivilceler nedeniyle tahriş olan, kızaran cildi yatıştırır.

2-3 kaplamasız aspirini (bildiğimiz, mat renkli aspirin) ezip toz haline getirdikten sonra az miktarda suyla karıştırıp krem kıvamına getirin. Sivilcelere ve çevresindeki bölgeye sürüp 20 dakika beklettikten sonra suyla durulayın. Sivilceler iyileşene kadar 2 günde bir kullanabilirsiniz.

Bal: Anti bakteriyel olan balı bakterileri temizlemek, kızarıklığı azaltmak ve cildi yumuşatmak için kullanabilirsiniz. Bir parça balı direkt olarak sivilcelerin bulunduğu bölgeye sürün ve 20 dakika bekletin. Suyla durulayabilirsiniz. Her gün kullanıma uygundur.

Yumurta Sarısı: Yumurta sarısı cildi beslerken içerdiği omega 3’le sivilcelerin arkalarında iz bırakmadan iyileşmesine yardımcı olur. 1 yumurtanın sarısını çırptıktan sonra sivilcelerin üzerine sürün. 1 saat kadar beklettikten sonra bol soğuk suyla durulayın. Sivilceler iyileşene kadar günde 2 kez her gün tekrar edebilirsiniz.

Limon: Limon içerdiği asitle sivilcelerin kurumasını hızlandırır ve fazla yağı alarak yeni sivilcelerin oluşmasını önler. Taze sıkılmış limon suyunu pamukla sivilcelerin üzerine sürün ve 15 dakika bekletin. Sonra bol suyla yüzünüzü yıkayın. Limonu yüzünüzde çok uzun süre bekletirseniz cildinizi fazla kurutabilir ve tahrişe neden olabilir. Yüzünüzü yıkadıktan sonra çok kuruluk olursa nemlendirici kullanabilirsiniz.

Not: Limon sürdükten sonra güneşe çıkmayın çünkü limon suyu güneşle birleştiğinde cilt lekelerine yol açabilir.

Sarımsak: İltihaplı sivilceye en iyi antibiyotik gelir ama 2-3 sivilce için kabızlık, ishal, halsizlik gibi pek çok yan etkisi olabilen eczane antibiyotiklerini kullanmak pek doğru değil. Üstelik her antibiyotik her bakteriyi öldürmüyor ve antibiyotiği en az 4 gün düzenli olarak kullanmak gerekiyor. Bunun yerine ilaç antibiyotik yerine daha etkili olan “doğal antibiyotiklere” yönelmek lazım.

Doğal antibiyotik deyince ilk akla gelen ise sarımsak. Sarımsak sivilceye iyi gelir ama sadece sivilceye iyi gelmez tansiyonu da düşürür. Bağırsaklardaki bakterileri de temizler, C vitamini bakımından da zengindir. Yani sarımsak yemenizi engelleyen bir sağlık koşulunuz yoksa sarımsak yemenin pek çok faydasını görebilirsiniz.

Sarımsağı sivilceler için harici kullanma yöntemi ise şöyle; 1 orta boy sarımsağı kaşıkla suyu çıkıncaya kadar iyice ezin. Sonra parmak ucuyla sivilcelerin üzerine, birazda çevresine sürün ve öylece bırakın. Tüm yüzünüze sürmeyin ve ovalamayın. 15 dakika beklettikten sonra suyla yıkayın. Hassas bir cildiniz varsa sarımsağı sürdüğünüz bölge hafifçe kızaracaktır ama geceden yaparsanız sabaha kızarıklık kalmaz. Çok yanma olursa sarımsağı yıkadıktan sonra buzla kompres yapabilirsiniz. Sarımsak uygulamasını sivilceler geçene kadar her gün yapın.

Çay Ağacı Yağı: Aşağı yukarı her aktarda bulabileceğiniz çay ağacı yağı sivilceye iyi gelir çünkü etkili bir anti bakteriyeldir. Sivilcelere düzenli olarak çay ağacı yağı sürerseniz sivilce sonrası iz ve leke kalması riskini önemli oranda azaltabilirsiniz.

Sivilceye İyi Gelen Özel Karışım

Vaktiniz varsa ve sivilcelerle inatlaştıysanız bu yazacağım özel karışımı deneyin. İhtiyacınız olan malzemeler; E vitamini ampulü (eczanelerde bulabilirsiniz), üzüm çekirdeği yağı ve aspir yağı (bazı yerlerde yalancı safran yağı da diyorlar). 1 E vitamini ampulünü kırın ve 2 çay kaşığı üzün çekirdeği yağı, 2 çay kaşığı aspir yağıyla karıştırın. Karışımı cam bir şişeye alın ve her gece yatmadan önce sivilcelere sürün.

E vitaminli bu yağ mevcut sivilcelerin, özellikle büyük kırmızı sivilcelerin boyutunu küçültür ve daha az sivilce çıkmasını sağlar. Herkes için aynı etkiyi yaratır demiyorum ama bir denemeniz de fayda var. Bu yağı kullanmadan önce cildinizin temiz olması gerekiyor ve yağı sivilcelere sürdükten sonra bu bölgeye fondöten, krem gibi kozmetik ürünleri sürmemeniz gerekiyor.

Sonuç olarak sivilce öyle veya böyle çıkacak. Ama ne kadar sık çıkacağını kontrol etmek, geçtikten sonra iz, leke kalmamasını ve daha kısa sürede geçmesini sağlamak büyük oranda sizin elinizde. Doğru bakımla ve sivilceleri elinizle kurcalamayarak bu problemi en azından “kontrol altında olan bir probleme” dönüştürebilirsiniz.

7.sınıf türkçe kitabı pasifik yayınları

Çalışma Kitabı Sayfa 1 Çalışma Kitabı Sayfa 2 Çalışma Kitabı Sayfa 3 Çalışma Kitabı Sayfa 4 Çalışma Kitabı Sayfa 5 Çalışma Kitabı Sayfa 6 Çalışma Kitabı Sayfa 7 Çalışma Kitabı Sayfa 8 Çalışma Kitabı Sayfa 9 Çalışma Kitabı Sayfa 10 Çalışma Kitabı Sayfa 11 Çalışma Kitabı Sayfa 12 Çalışma Kitabı Sayfa 13 Çalışma Kitabı Sayfa 14 Çalışma Kitabı Sayfa 15 Çalışma Kitabı Sayfa 16 Çalışma Kitabı Sayfa 17 Çalışma Kitabı Sayfa 18 Çalışma Kitabı Sayfa 19 Çalışma Kitabı Sayfa 20 Çalışma Kitabı Sayfa 21 Çalışma Kitabı Sayfa 22 Çalışma Kitabı Sayfa 23 Çalışma Kitabı Sayfa 24 Çalışma Kitabı Sayfa 25 Çalışma Kitabı Sayfa 26 Çalışma Kitabı Sayfa 27 Çalışma Kitabı Sayfa 28 Çalışma Kitabı Sayfa 29 Çalışma Kitabı Sayfa 30 Çalışma Kitabı Sayfa 31 Çalışma Kitabı Sayfa 32 Çalışma Kitabı Sayfa 33 Çalışma Kitabı Sayfa 34 Çalışma Kitabı Sayfa 35 Çalışma Kitabı Sayfa 36 Çalışma Kitabı Sayfa 37 Çalışma Kitabı Sayfa 38 Çalışma Kitabı Sayfa 39 Çalışma Kitabı Sayfa 40 Çalışma Kitabı Sayfa 41 Çalışma Kitabı Sayfa 42 Çalışma Kitabı Sayfa 43 Çalışma Kitabı Sayfa 44 Çalışma Kitabı Sayfa 45 Çalışma Kitabı Sayfa 46 Çalışma Kitabı Sayfa 47 Çalışma Kitabı Sayfa 48 Çalışma Kitabı Sayfa 49 Çalışma Kitabı Sayfa 50 Çalışma Kitabı Sayfa 51 Çalışma Kitabı Sayfa 52 Çalışma Kitabı Sayfa 53 Çalışma Kitabı Sayfa 54 Çalışma Kitabı Sayfa 55 Çalışma Kitabı Sayfa 56 Çalışma Kitabı Sayfa 57 Çalışma Kitabı Sayfa 58 Çalışma Kitabı Sayfa 59 Çalışma Kitabı Sayfa 60 Çalışma Kitabı Sayfa 61 Çalışma Kitabı Sayfa 62 Çalışma Kitabı Sayfa 63 Çalışma Kitabı Sayfa 64 Çalışma Kitabı Sayfa 65 Çalışma Kitabı Sayfa 66 Çalışma Kitabı Sayfa 67 Çalışma Kitabı Sayfa 68 Çalışma Kitabı Sayfa 69 Çalışma Kitabı Sayfa 70 Çalışma Kitabı Sayfa 71 Çalışma Kitabı Sayfa 72 Çalışma Kitabı Sayfa 73 Çalışma Kitabı Sayfa 74 Çalışma Kitabı Sayfa 75 Çalışma Kitabı Sayfa 76 Çalışma Kitabı Sayfa 77 Çalışma Kitabı Sayfa 78 Çalışma Kitabı Sayfa 79 Çalışma Kitabı Sayfa 80 Çalışma Kitabı Sayfa 81 Çalışma Kitabı Sayfa 82 Çalışma Kitabı Sayfa 83 Çalışma Kitabı Sayfa 84 Çalışma Kitabı Sayfa 85 Çalışma Kitabı Sayfa 86 Çalışma Kitabı Sayfa 87 Çalışma Kitabı Sayfa 88 Çalışma Kitabı Sayfa 89 Çalışma Kitabı Sayfa 90 Çalışma Kitabı Sayfa 91 Çalışma Kitabı Sayfa 92 Çalışma Kitabı Sayfa 93 Çalışma Kitabı Sayfa 94 Çalışma Kitabı Sayfa 95 Çalışma Kitabı Sayfa 96 Çalışma Kitabı Sayfa 97 Çalışma Kitabı Sayfa 98 Çalışma Kitabı Sayfa 99 Çalışma Kitabı Sayfa 100 Çalışma Kitabı Sayfa 101 Çalışma Kitabı Sayfa 102 Çalışma Kitabı Sayfa 103 Çalışma Kitabı Sayfa 104 Çalışma Kitabı Sayfa 105 Çalışma Kitabı Sayfa 106 Çalışma Kitabı Sayfa 107 Çalışma Kitabı Sayfa 108 Çalışma Kitabı Sayfa 109 Çalışma Kitabı Sayfa 110 Çalışma Kitabı Sayfa 111 Çalışma Kitabı Sayfa 112 Çalışma Kitabı Sayfa 113 Çalışma Kitabı Sayfa 114 Çalışma Kitabı Sayfa 115 Çalışma Kitabı Sayfa 116 Çalışma Kitabı Sayfa 117 Çalışma Kitabı Sayfa 118 Çalışma Kitabı Sayfa 119 Çalışma Kitabı Sayfa 120 Çalışma Kitabı Sayfa 121 Çalışma Kitabı Sayfa 122 Çalışma Kitabı Sayfa 123 Çalışma Kitabı Sayfa 124 Çalışma Kitabı Sayfa 125 Çalışma Kitabı Sayfa 126 Çalışma Kitabı Sayfa 127 Çalışma Kitabı Sayfa 128 Çalışma Kitabı Sayfa 129 Çalışma Kitabı Sayfa 130 Çalışma Kitabı Sayfa 131 Çalışma Kitabı Sayfa 132 Çalışma Kitabı Sayfa 133 Çalışma Kitabı Sayfa 134 Çalışma Kitabı Sayfa 135 Çalışma Kitabı Sayfa 136 Çalışma Kitabı Sayfa 137 Çalışma Kitabı Sayfa 138 Çalışma Kitabı Sayfa 139 Çalışma Kitabı Sayfa 140 Çalışma Kitabı Sayfa 141 Çalışma Kitabı Sayfa 142 Çalışma Kitabı Sayfa 143 Çalışma Kitabı Sayfa 144 Çalışma Kitabı Sayfa 145 Çalışma Kitabı Sayfa 146 Çalışma Kitabı Sayfa 147 Çalışma Kitabı Sayfa 148 Çalışma Kitabı Sayfa 149 Çalışma Kitabı Sayfa 150 Çalışma Kitabı Sayfa 151 Çalışma Kitabı Sayfa 152 Çalışma Kitabı Sayfa 153 Çalışma Kitabı Sayfa 154 Çalışma Kitabı Sayfa 155 Çalışma Kitabı Sayfa 156 Çalışma Kitabı Sayfa 157 Çalışma Kitabı Sayfa 158 Çalışma Kitabı Sayfa 159 Çalışma Kitabı Sayfa 160 Çalışma Kitabı Sayfa 161 Çalışma Kitabı Sayfa 162 Çalışma Kitabı Sayfa 163 Çalışma Kitabı Sayfa 164 Çalışma Kitabı Sayfa 165 Çalışma Kitabı Sayfa 166 Çalışma Kitabı Sayfa 167 Çalışma Kitabı Sayfa 168 Çalışma Kitabı Sayfa 169 Çalışma Kitabı Sayfa 170 Çalışma Kitabı Sayfa 171 Çalışma Kitabı Sayfa 172 Çalışma Kitabı Sayfa 173 Çalışma Kitabı Sayfa 174 Çalışma Kitabı Sayfa 175 Çalışma Kitabı Sayfa 176 Çalışma Kitabı Sayfa 177 Çalışma Kitabı Sayfa 178 Çalışma Kitabı Sayfa 179 Çalışma Kitabı Sayfa 180 Çalışma Kitabı Sayfa 181 Çalışma Kitabı Sayfa 182 Çalışma Kitabı Sayfa 183 Çalışma Kitabı Sayfa 184 Çalışma Kitabı Sayfa 185 Çalışma Kitabı Sayfa 186 Çalışma Kitabı Sayfa 187 Çalışma Kitabı Sayfa 188 Çalışma Kitabı Sayfa 189 Çalışma Kitabı Sayfa 190 Çalışma Kitabı Sayfa 191 Çalışma Kitabı Sayfa 192 Çalışma Kitabı Sayfa 193 Çalışma Kitabı Sayfa 194 Çalışma Kitabı Sayfa 195 Çalışma Kitabı Sayfa 196 Çalışma Kitabı Sayfa 197 Çalışma Kitabı Sayfa 198 Çalışma Kitabı Sayfa 199 Çalışma Kitabı Sayfa 200 Çalışma Kitabı Sayfa 201 Çalışma Kitabı Sayfa 202 Çalışma Kitabı Sayfa 203 Çalışma Kitabı Sayfa 204 Çalışma Kitabı Sayfa 205 Çalışma Kitabı Sayfa 206 Çalışma Kitabı Sayfa 207 Çalışma Kitabı Sayfa 208

Kaynak: http://www.eokul-meb.com/7-sinif-turkce-calisma-kitabi-cevaplari-pasifik-yayinlari-2-47089/

balıklar suda nasıl yaşar

Balıklar suda nasıl yaşar.

 

Balıklar Suda Nasıl Yaşar?

Balıklar, yüzerken büyük miktarda enerji harcarlar. Bunun nedeni suda uzun süre yüksek hızda yüzmeleri değildir. Balıklar, durgun halde iken aniden yüksek hızlara ulaşabilmek için çok fazla enerjiye ihtiyaç duyarlar. Ani hızlanabilmek onlar için çok önemlidir; çünkü avcılardan kaçabilmek için buna ihtiyaçları vardır.

Üstelik balıklar suyun içinde çoğu zaman akıntıya karşı hareket etmektedirler. Siz kendinizin suyun içindeyken ne kadar zor hareket ettiğinizi, yolda yürürken ise ne kadar kolay hareket ettiğinizi düşünün. Ve bu şekilde suyun içinde yaşamak ile yeryüzünde yaşamak arasındaki farkı karşılaştırın.

Peki şunu hiç düşündünüz mü? Balıklar sürekli su içinde olmalarına rağmen nasıl olup da zarar görmemektedirler? Biz suyun içinde belli bir süre kaldıktan sonra derimiz bu durumdan etkilenmeye başlar, bu süre uzarsa cildimiz zarar görür. Oysa balıklarda böyle bir şey olmaz. Çünkü balıkların üst derisinde sert parlak bir tabaka vardır. Bu tabaka suyun vücuda girmesini engeller. Eğer bu tabaka olmasaydı, balığın vücudu zarar görecek, hatta içeri su girmesi nedeniyle dengesi bozulacak ve balık da ölecekti. Ancak bunların hiçbiri olmaz ve balıklar suyun içindeki yaşamlarını sürdürürler.

 

DENİZLERİN SAKİNLERİ: BALIKLAR

Balıkların solunum sistemleri tüm canlılardan farklıdır. Balıklar, bizdeki burunların yerine nefes almak için solungaçlara sahiptirler. Bunlarla suyun içindeki oksijeni kullanabilirler. Sürekli olarak ağızdan içeri alınan su, solungaç yaylarının üstünden arkaya doğru geçer. Solungaçtaki kılcal damarlar sudaki çözünmüş oksijeni alıp, vücuttaki karbondioksiti suya bırakırlar. Balıkların çoğunluğunda burun delikleri vardır, ama bunlar solumak için hiçbir zaman kullanılmaz. Burun delikleri minik keseciklere açılır ve balık bunlara dolan sudan kokuyu alır. Mesela köpekbalıkları avlarını kokularından bulur.

Ayrıca, balıklarda insanlardaki gibi göz kapakları yoktur. Balıklar dünyaya gözlerinin üstünü kaplayan şeffaf bir örtü arkasından bakarlar. Bu perde dalgıçların sualtı gözlüklerini andırır. Çoğu zaman oldukça yakındaki nesneleri görmeleri gerektiğinden balıkların gözleri de bu ihtiyaca göre yaratılmıştır. Küresel ve sert olan yapıları yakın planı görmeye göre ayarlıdır. Uzağa bakmak istediğinde ise, bütün lens (mercek) sistemi gözün içindeki özel bir kas mekanizmasıyla arkaya doğru çekilir.

Balıklar çevrelerindeki dünyayı koklama, işitme, dokunma ve tatma gibi beş temel duyularının yanı sıra “yanal” çizgileriyle de algılarlar. Bu çizgiler boyunca uzanan duyarlı sinir hücreleri yanından geçtikleri cismin büyüklüğünü ve yönünü algılar. Kör olan mağara balıkları karanlıkta böylece kolaylıkla hareket edebilir. Bu sistem bir çeşit denizaltı radarı ya da diğer adıyla “sonar”dır.

Ayrıca birçok balık türünün karın boşluğunda ince uzun, balona benzer, içi hava dolu bir kesecik vardır.

 

serum nedir nasıl hazırlanır

Serum nedir ve nasıl yapılır

Serumlar; mikroplara karşı bağışık hale getirilen at, sı­ğır vs. gibi hayvanların kanından hazırlanır. Hastalık mik­roplarından hazırlanan Aşı, evvelâ Serum elde edilecek hayvanlara zerkedilir. Bu suretle aşılanan hayvanın kanın­da bu mikroplara karşı bol miktarda (Antikor) husule ge­lir. Bu şekilde hazırlanan hayvanın kanı alınarak Serum’u ayrılır ve insanlara bağışıklık vermek için kullanılır. Se­rumlar ile kazanılan bağışıklık uzun sürmediği için bu Serumlar daha ziyade hastaların tedavisinde kullanılır.
Serumlar derialtından, adale içine veya icabında da mardan da yapılırlar.
Tetanoz, Difteri, Basilli Dizanteri, Gazlı Kangren, Şar­bon ve daha birçok hastalığa karşı Serumlar vardır.
Serum, hafif şurup kıvamında, sarı ve berrak bir sıvıdır; plazmadan farkı içinde fibrinojen bulunmamasıdır, çünkü pıhtılaşma esnasında bu madde parçalanarak fibrini çökeltir; tel tel olan fibrin de kan yuvarlarına sarılarak pıhtıyı meydana getirir. Serumun kimyasal bileşiminin bilinmesi önemlidir, çünkü bu bileşim çeşitli hastalıklara göre değişiklikler gösterir.


Serumun İçindeki Maddeler
Serum, bol albüminli, sulu bir sıvıdır. İçinde ayrıca diğer azot bileşikleri (üre, amino asitler, kreatin, ürik asit), glüsitler (glikoz), lipitler (yağ asitleri, fosfoaminolipitler, steroller), maden iyonları (sodyum, potasyum, kalsiyum, demir) bulunur. Serumun bileşimindeki bellibaşlı maddeler şunlardır (litrede gr olarak):

Su : 800 Toplam protitler : 78
Serum-albümin : 46
Globülinler : 32
Üre : 0,30
Amino asitler (azotlu) : 0,04
Toplam kreatin : 0,04
Ürik asit : 0,05
Glikoz : 1
Toplam lipitler : 5,5-10
Yağ asitleri : 4
Forforlu lipitler : 1
Esterli kolesterol : 1,2
Serbest kolesterol : 0,4
Toplam kolesterol : 1,6
Sodyum iyonu : 3,25
Potasyum iyonu : 0,19
Kalsiyum : 0,1
Magnezyum : 0,02

Serumun içinde değişik yapıda daha başka maddeler, özellikle enzimler bulunur. Serumun içindeki bütün bu maddelerin oranı yaşa, cinsiyete, günün vaktine, çeşitli hastalık durumlarına göre değişir. Serum tahlili, biyolojik kimyanın ve serolojinin önemli bir dalını teşkil eder

 

kolonya nedir nasıl yapılır

Kolonya

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bu maddedeki bazı bilgilerin kaynağı belirtilmemiştir. Ayrıntılar için maddenin tartışma sayfasına bakabilirsiniz.Maddeye uygun biçimde kaynaklar ekleyerek Vikipedi’ye katkıda bulunabilirsiniz.

Kolonya, 1709 yılında İtalyan Giovanni Maria Farina tarafından ilk kez üretilen etil alkol, su ve limon, çiçek veya tütün esansı gibi hoş koku veren maddelerin karışımından oluşan bir tür parfüm. İçerisindeki alkol oranı derece ile belirtilir örneğin 70, 80 derece gibi ve genelde bu isim ile anılır.

Tüm zamanların en yaygın kullanılan tuvalet malzemesi olarakta bilinen kolonya ilk geliştirildiği yıllarda günümüzden farklı olarak kozmetik değil, tıbbi amaçla kullanılıyordu. O günlerdeki formülüyle biberiye, portakal çiçeği, bergamot ile limondan oluşan ve ferahlatıcı özelliği yüzünden rağbet gören karışım, sindirim sistemi rahatsızlıklarında şeker üzerine damlatılarak alınıyor ya da şaraba karıştırılarak içiliyordu. Antiseptik özelliğinden ötürü ağız çalkalamada, yara temizliğinde kullanılıyor, kas ve eklem ağrıları için harika bir friksiyon solüsyonu oluyordu.

Uzun yıllar tedavi edici özelliğinden yararlanılan bu sıvı, tuvalet amacıyla kullanılmaya başlandıktan sonra bir devrim yüzyılı olan 18. yüzyılda adeta bir çığır açar. Sınıf savaşının en keskin biçimde yaşandığı yıllarda yükselen burjuvazi karşısında, ağır ve pahalı parfümlerle özdeşleşen aristokrasi yenik düşünce, ağır kokuların da itibarı azalır. Eau de Cologne gibi hafif ve ferahlatıcı kokular sadeliğin, saflığın simgesi haline gelir ve burjuvazinin gözdesi olur.

Cilde sürüldükten sonra içerisinde bulunan alkolün hızla buharlaşması ve bu sırada buharlaşan alkol moleküllerinin çevrelerinden ısı çekmesi üzerine kullanan kişiye bir serinlik vermesi üzerine genelde ferahlamak için kullanılır. Bunun dışında keskin kokusu sebebi ile ayıltıcı özelliği vardır. Türk ananesinin şeker ile birlikte en önemli ikram ürünlerindendir. Özellikle Ramazan Bayramında satışı ve kullanımı çok yüksek miktarlara çıkar. Tütünlü, Güllü, Limonlu vs. şeklinde farklı esanslar içeren birçok çeşiti bulunmaktadır.

Kolonya adı Almanya’da bugün genelde Köln olarak bilinen kentin eski ve İtalyanca’dan gelen adıdır, bu çeşit parfümlü su ilk defa orada icat edildiğinden Kolonya suyu diye anılır.

Kolonya hakkında

  • İlk kolonyayı 18. yüzyıl başlarında İtalyan Giovanni Paolo de Feminis, bir keşişin Macaristan Kraliçesi Elizabeth için ürettiği “Macar Suyu” olarak bilinen kokunun içine bergamot, limon ve portakal esansı katarak yaptı.
  • Feminis, “eau admirable” (Hayranlık uyandıran su) ismiyle ürettiği kokuyu, Kölne yerleştikten sonra üretmeye başladı. Cologne ve Kolonya adi da Buradan gelir. “Eau de Cologne” “Köln Suyu” demektir. Köln Tıp Fakültesi’nin bu kokuyu tıbbi ürün olarak onaylamasının ardından kolonya Avrupada yaygınlaşmıştır.
  • Yüzde 80-96’sı etil alkol, kalan kısmı ise su ve esanstan oluşan kolonya, ağzı kapalı ve güneşten uzak kaldığı sürece ortalama beş yıl bozulmamaktadır.
  • Kolonya sürdükten sonra ferahlık hissedilmesinin sebebi, içindeki etil alkolün uçucu olması ve buharlaşırken vücut ısısını da beraberinde götürmesidir.
  • Evde kolonya yapmak için 150 mL.lik etil alkol ile 20ml suyu çalkaladıktan sonra, 10 veya 15ml.lik limon esansı ilave ederek karıştırmak yeterlidir.
  • İçine etil alkolden daha ucuz olduğu için metil alkol suyu koyulan kolonyalar, içildiği takdirde görme yetisinin kaybedilmesine neden olabilir. Aşırı tüketimi de öldürmektedir.

Türkiye’de bilinen kolonya çeşitleri

Türkiye’de her bölgenin kendine has kokusu haline gelen kolonyanın çeşitliliğinin Türkiye’de çıktığı yörelerine göre yer edinen kolonya türleri sıralanmaktadır[1]:

  • İzmir – Altın Damlası Kolonyası, Gizli Çiçek Kolonyası ve İzmir Geceleri Kolonyası
  • Sındırgı – Çam Kolonyası
  • Antalya – Turunç çiçeği Kolonyası
  • Rize – Çay kolonyası
  • Düzce – Ceviz yaprağı Kolonyası ve Tütün Kolonyası
  • Trabzon – Hamsi Kolonyası
  • Giresun – Fındık Kolonyası
  • Amasya – Elma Kolonyası
  • Isparta – Gül Kolonyası
  • Edremit ve Ayvalık – Zeytin Çiçeği Kolonyası
  • Mersin – Limon Kolonyası ve Mersin Çiçeği
  • Balıkesir – Beyaz Zambak Kolonyası
  • Gaziantep – Biber ve Fıstık Kolonyası
  • Safranbolu – Safranlı Kolonya
  • Denizli – Pamukkale Geceleri
  • Mucur – Bozkır Kolonyası

Kaynakça

UEFA Şampiyonlar Ligi

UEFA Şampiyonlar Ligi

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Başlığın diğer anlamları için Şampiyonlar Ligi (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
UEFA Şampiyonlar Ligi
UEFA Champions League
UEFA Champions League logo 2.svg
Şampiyonanın resmi logosu.
Önceki ismi Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası (1955–1992)
Açılış sezonu 1955 (1992‘de formatı yenilendi.)
Konfederasyon Avrupa Birliği UEFA
Ülke(ler) UEFA üye ülkeleri.
Takım sayısı 32 (gruplarda)
76 (toplam)
Son şampiyon Almanya Bayern Münih (5. kez)
En başarılı takım İspanya Real Madrid (9 kez)
Yayıncı kanal(lar) #Yayın hakları
Resmî site uefa.com/cleague
2013-14 UEFA Şampiyonlar Ligi

UEFA Şampiyonlar Ligi (İngilizce: UEFA Champions League), UEFA tarafından 1955‘ten beri her yıl düzenlenen, Avrupa’nın en güçlü kulüplerinin mücadele ettiği uluslararası futbol turnuvasıdır. 1955’ten 1992‘ye kadar Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası adıyla düzenlenmiş olan Şampiyonlar Ligi, Kupa 1 olarak da bilinir ve kulüpler çapında Avrupa‘nın en büyük turnuvasıdır. 2009 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali dünya çapında 100.000.000 kişi üzerinde izleyici toplamış ve böylece NFL Super Bowl‘u da geçerek o yılın en çok izlenen programı olmuştur.[1]

1990‘lı yıllara kadar eleme sistemine dayalı ve yalnızca ülke şampiyonlarının katılabildiği bir organizasyonken, ilginin artması amacıyla ülkelerin puanlarına göre lig 4.’lerinin bile katılabildiği ve maç sayısının daha da arttığı bir lig sistemine dönüşmüştür. 1997‘den bu yana kupaya, ülke şampiyonları ile birlikte kendi ligini 2. sırada bitiren takımlar ve ülke puan sıralamasına göre 3. ve 4. takımlar da davet edilmektedir.

Şampiyonlar Ligi kupasını bugüne kadar 10 farklı ülkeden, 21 ayrı takım kazanmıştır. Kupayı en çok kazanan takım 9 kez mutlu sona ulaşan Real Madrid‘tir.

Organizasyonun tarihindeki en trajik olay ise şüphesiz Heysel Faciası‘dır. 29 Mayıs 1985 günü Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finali olan JuventusLiverpool maçı başlamadan önce İngiliz taraftarlar İtalyan taraftarlara saldırmış, ağırlığı taşıyamayan stad duvarı yıkılmış, 38 İtalyan taraftar ve 1 Belçikalı futbolsever hayatını kaybetmişti.[2]

Tarih

II. Dünya Savaşı‘ndan önce Avusturya, Çekoslovakya, Macaristan ve Yugoslavya liglerinin birincileriyle ikincileri arasında oynanan Orta Avrupa Kupası (Mitropa Kupası), Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nın çekirdeği sayılır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra, Orta Avrupa Kupası, La Coupe de l’Europe Central adı altında yapılan bu futbol turnuvası ile yeniden ele alındı. Daha sonra UEFA tarafından, aynı statü çerçevesi içinde fakat daha geniş kapsamlı olarak, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası adıyla oynanmasına karar verildi.

Statü

Ayrıca bakınız: UEFA katsayıları

Şampiyonlar Ligi’nin statüsü 1992’den beri defalarca değişmiştir. Bugün uygulanan sistem, 2003 yılından beri devam etmektedir.

UEFA Şampiyonlar Ligi’nde ön elemeler ve grup maçlarına doğrudan katılan takımlar da dahil, Lihtenştayn haricindeki 52 UEFA üyesi ülkeden toplam 76 takım mücadele etmektedir. Her ülke kendi ülke puanının izin verdiği sayıda takımla katılır.

UEFA ülke puanı sıralamasına göre;

  • 1-3. sıradaki ülkeler, 4
  • 4-6. sıradaki ülkeler, 3
  • 7-15. sıradaki ülkeler, 2
  • 16. ve daha aşağıdaki ülkeler 1’er takımla şampiyonada temsil edilirler.

Ülke puanı sıralaması aynı zamanda hangi takımın turnuvaya hangi kademeden başlayacağını da belirler. Son şampiyon ile sıralamada ilk üçte yer alan ülkelerin lig şampiyonları, ikincileri ve üçüncüleri, 4. ile 6. arasındaki ülkelerin şampiyonları ve ikincileri, 7. ile 12. arasındaki ülkelerin şampiyonları grup maçlarına ön eleme oynamadan doğrudan katılırlar. Eğer son şampiyon kendi lig klasmanına girerse 13. sıradaki ülkenin de şampiyonu grup maçlarına doğrudan katılır. Diğer takımlar ön eleme turlarından başlarlar.

██ UEFA üyesi olup grup maçlarına kulüp göndermiş ülkeler. ██ UEFA üyesi olup grup maçlarına kulüp gönderememiş ülkeler. ██ UEFA üyesi olmayan ülkeler.

Maçlar salı ve çarşamba günleri yapılır. Temmuz – Ağustos aylarında 4 turdan oluşan ön elemeleri geçen 10 takım ile grup maçlarına doğrudan katılan 22 takım arasında, toplam 32 ekipli, 4’er takımlı ve 8 gruptan oluşan grup aşaması oynanır. Gruplarda ilk 2’ye giren takımlar ikili eleminasyonlu sistemi ile müsabakalara devam ederler, üçüncüler ise UEFA Avrupa Ligi‘ne katılıp 3. turdan devam ederler. 2. tur, çeyrek ve yarı final kedemeleri ikili eleminasyon usulüyle oynanır. Final maçı ise tarafsız sahada tek maç olarak oynanır.

UEFA grup maçlarına, 1992 – 2009 arasında toplam 31 ülkeden 104 farklı takım katılmıştır. 17 sezonda Manchester United 14, Porto 14, Barcelona 13, Real Madrid 13 ve PSV Eindhoven 13 kez ile gruplara en çok katılan takımlardır. İspanyol Real Madrid‘in ise Şampiyonlar Ligi’nde beş yıl üst üste final oynaması da ayrı bir rekordur.

Marş

UEFA Şampiyonlar Ligi Marşı, en basit tanımla UEFA Şampiyonlar Ligi’nin resmi marşıdır. 1992 yılında Kraliyet Filarmoni Orkestrası tarafından bestelenmiş, St. Martin Akademisi Korosu tarafından UEFA’nın resmi dilleri olan İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde söylenmiştir. Bu marş her Şampiyonlar Ligi maçının başlangıcında, konsol oyunlarında, televizyon programlarında kullanılır.

Para ödülü

UEFA, play-offlara katılan her takıma 2.100.000 ödeme yapar. Gruplara katılan her takıma 8.600.000€ verilir. Ayrıca gruptaki her galibiyet için 1.000.000€, beraberlik için 500.000€ ödeme yapar.[kaynak belirtilmeli]

Ayrıca; ilk eleme turuna katılan takımlara 3.500.000€, çeyrek finale çıkan takımlara 3.900.000€, yarı finale çıkan takımlara 4.900.000€, finali kaybeden takıma ise 6.500.000€ ödeme yapılır. Kupayı kazanan takım ise 10.500.000€ para ödemesi alır.[3]

UEFA, takımlara dağıttığı parayı “havuz”dan öder. Havuzun bütçesi ise şampiyonanın yayın hakları gelirleri ile belirlenir.[4]

Sponsorluk

UEFA Şampiyonlar Ligi, tıpkı FIFA Dünya Kupası gibi bir uluslararası şirketler topluluğu tarafından sponsorluk alır. Barclays Premier Lig, Ligue 1, Liga BBVA, Serie A TIM ya da Spor Toto Süper Lig gibi tek bir ana sponsor ile çalışmaz. 1992 yılında kupanın statüsünde olduğu gibi sponsorluk kriterleri de yenilendi. Buna göre en fazla sekiz sponsorluk anlaşması yapılabilecek, her şirket için saha içerisinde dörder reklam panosu tahsis edilecek, logolar ise biletlerin belirli bir kısmında yer alacaktır.[5]

Reklam panoları, Britanya‘daki stadların reklam panolarının boyutları yüzünden bazı zamanlar eleştiri almaktadır. Old Trafford, Anfield, Celtic Park ve Stamford Bridge gibi saha ile iç içe olan klasik İngiliz tipi stadların önüne koyulan reklam panolarının ön koltukta oturan seyircilerin görüş açısını düşürdüğünden dolayı sık sık eleştirilir. Bu taraftarların arasında tekerlekli sandalye kullanmak zorunda olan engellilerin de olması ve bu insanların oturdukları yeri değiştirmelerinin zor olması da bu eleştirilerin ana kaynağıdır.

Her maç öncesinde gerçekleştirilen seremonilerden biri.

Turnuvanın şu andaki ana sponsorları şunlardır:

Adidas resmi maç topu gibi sportif ihtiyaçlar için sponsorluk yapmaktadır. Konami ise Pro Evolution Soccer serisi ile resmî video oyunu sponsorudur.

Alkol ve bahis siteleri sponsorluğu

Takımlar eğer alkol ve bahis sitelerine reklam yasağı uygulanan bir ülkeye maça gidiyorlarsa bu ürünlerin sponsorluk emareleri kullanılmaz.

Örneğin, Fransa‘da oynanan Olympique LyonLiverpool maçında Liverpool’un sponsoru olan Carlsberg‘ün logo ve diğer reklam emareleri Fransa’daki alkollü içecekler için reklam yasağından dolayı kaldırılmıştır. Aynı uygulama İsviçre‘deki bahis siteleri için reklam yasağından dolayı Zürih‘e maç yapmaya giden Real Madrid ve Milan için de uygulandı ve bwin.com reklamları formalardan kaldırıldı.

Yayın hakları

Şampiyonanın Avrupa’da yayınlanmadığı ülke yoktur, Avrupa dışındaki ülkeler de dahil olmak üzere toplam 70 ülkede 40 dilde yayınlanır. 2009 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali, 109 milyon kişi tarafından izlenmiş ve 106 milyon kişinin izlediği Super Bowl XLIII karşılaşmasını geçerek o yılın en yüksek reyting alan programı olmuştur.[1]

Kimi kanallar şifreli, kimi kanallar ise şifresiz olarak halka maçları izleme olanağı sağlarlar. UEFA’nın koyduğu kurallara göre ise yayıncılar her maç haftası en az bir maçı şifresiz yayınlamak zorundadırlar.

UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası maçları 1978’de TRT‘den yayınlanmaya başlamıştır. 1992’de ise adını Şampiyonlar Ligi olarak değiştirmesinden sonra Star TV maçları yayınlamaya başlamıştır.

Günümüzde Türkiye’de Şampiyonlar Ligi, Star TV,NTV ve D-Smart üzerinden yayın hayatına devam etmektedir. Star TV ve NTV, her maç haftası 1 şifresiz maç yayını yapmaktayken; D-Smart ise, şifreli olarak bütün maçları yayınlamaktadır.

Rekorlar ve istatistikler

Kulüplere göre

Takım Şampiyonluk İkincilik Kazandığı yıl(lar) İkinci olduğu yıl(lar)
İspanya Real Madrid 9 3 1956, 1957, 1958, 1959, 1960, 1966, 1998, 2000, 2002 1962,1964, 1981
İtalya Milan 7 4 1963, 1969, 1989, 1990, 1994, 2003, 2007 1958,1993, 1995,2005
Almanya Bayern Münih 5 5 1974, 1975, 1976, 2001, 2013 1982, 1987, 1999, 2010, 2012
İngiltere Liverpool 5 2 1977, 1978, 1981, 1984, 2005 1985, 2007
İspanya Barcelona 4 3 1992, 2006, 2009, 2011 1961, 1986, 1994
Hollanda Ajax 4 2 1971, 1972, 1973, 1995 1969, 1996
İngiltere Manchester United 3 2 1968, 1999, 2008 2009, 2011
İtalya Internazionale 3 2 1964, 1965, 2010 1967, 1972
Portekiz Benfica 2 5 1961, 1962 1963, 1965, 1968, 1988, 1990
İtalya Juventus 2 5 1985, 1996 1973, 1983, 1997, 1998, 2003
İngiltere Nottingham Forest 2 0 1979, 1980
Portekiz Porto 2 0 1987, 2004
İskoçya Celtic 1 1 1967 1970
Almanya Hamburg 1 1 1983 1980
Romanya Steaua Bükreş 1 1 1986 1989
Fransa Marsilya 1 1 1993 1991
İngiltere Chelsea 1 1 2012 2008
Almanya Borussia Dortmund 1 1 1997 2013
Hollanda Feyenoord 1 0 1970
İngiltere Aston Villa 1 0 1982
Hollanda PSV Eindhoven 1 0 1988
Sırbistan Kızılyıldız 1 0 1991

Şampiyonlar Ligi Golcüleri

Sıra Ülkesi Oyuncu Gol Maç Gol/Maç Yıllar Yıllar
1 İspanya Raúl 71 158 0.45 1995-2014 Real Madrid, Schalke 04
2 Arjantin Lionel Messi 66 83 0.8 2004-2014 Barcelona
3 Portekiz Cristiano Ronaldo 59 107 0.55 2002-2014 Sporting CP, Manchester United, Real Madrid
4 Hollanda Ruud van Nistelrooy 56 73 0.77 1998-2012 PSV Eindhoven, Manchester United, Real Madrid, Hamburg
5 Fransa Thierry Henry 50 112 0.45 1996-2014 AS Monaco, Arsenal, Barcelona
6 Arjantinİspanya Alfredo Di Stéfano 49 58 0.84 1996-2014 Real Madrid
7 Ukrayna Andriy Shevchenko 48 100 0.48 1994-2012 Dynamo Kyiv, Milan, Chelsea, Milan, Dynamo Kyiv
8 Portekiz Eusébio 46 65 0.71 1961-1979 Benfica
9 İtalya Filippo Inzaghi 46 81 0.57 1995-2012 Parma, Juventus, Milan
10 Fildişi Sahili Didier Drogba 42 85 0.49 2003-2014 Olympique Marseille, Chelsea FC, Galatasaray

██ Şu anda aktif futbolculuk hayatı devam edenler

Kaynakça

Dış bağlantılar

Commons-logo.svg
Wikimedia Commons’ta

UEFA Şampiyonlar Ligi ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunmaktadır.
[göster]

Şampiyon Kulüpler Kupası ve UEFA Şampiyonlar Ligi

[göster]

UEFA futbol turnuvaları

[göster]

FIFA Dünya Kulüpler Kupası

[göster]

Uluslararası kulüp futbolu

Philips

Philips

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Koninklijke Philips Electronics N.V. (Royal Philips Electronics)
(Philips Elektronik Anonim Şirketi)
Philips logo new.svg
Kuruluş 1891, Eindhoven
Konum Amsterdam, Hollanda
Önemli kişiler Gerard Kleisterlee
(Şirket başkanı & CEO)
Jan-Michiel Hessels
(Denetim kurulu başkanı)
Alan Elektronik
Ürün Tüketici elektroniği
Ev aletleri
Aydınlatma
Kişisel bakım ürünleri
Medikal sistemler
Gelir artış 26.976 Milyar € (2006)[1]
İşletme gelir artış 1.183 Milyar € (2006)[1]
Net gelir artış 5.383 Milyar € (2006)[1]
Çalışan sayısı 125,500 (2007)[2]
Ana sayfa Philips

Philips Türkiye

Koninklijke Philips Electronics N.V. veya kısaca Philips, merkezi Hollanda’da bulunan ve 60’dan fazla ülkede faaliyet gösteren, dünyadaki en büyük elektronik şirketlerinden biridir.[3]

Tarihçe

Şirket, Karl Marx‘ın anne tarafından kuzeni olan Gerard Philips tarafından, 1891’de Hollanda‘nın Eindhoven şehrinde kuruldu. İlk başta, ampuller ve bazı elektrikli aletler üretilmiştir. (Bu ilk fabrika daha sonra müze haline getirilmiştir.[4]) 1920’li yıllarda ise, vakum tüpleri gibi ürünlerle daha nitelikli üretime başlamıştır. 1927’de İngiliz elektronik şirketi Mullard ve 1932’de Alman üretici Valvo ile ortak üretim anlaşması yaptı. 1939’da Philishave isimli tıraş makinesini piyasaya sundu. Ayrıca şirket 1927’de PCJ adında bir radyo istasyonu kurdu. Günümüzde Radio Netherlands adıyla yayına devam eden radyo sadece Nazi İşgali sırasında yayınına ara verdi.

II. Dünya Savaşı

Philips’in eski logosu

Philips yöneticileri 9 Mayıs 1940’da, Hollanda‘nın ertesi gün Alman işgaline uğrayacağını haber aldılar. Sermayenin büyük bir miktarını alarak ABD‘ye kaçmaya ve savaş boyunca Amerika‘dan Kuzey Amerika Philips şirketi olarak devam etmeye karar verdiler. Aynı zamanda, şirketi Almanya‘nın elinden kurtarmak için Hollanda Antillerine taşıdılar. (Kağıt üzerinde)

Alman işgal kuvvetlerine sağlanan büyük miktarlarda elektrik malzemesi, diğer bazı firmalara söylendiği gibi Philips’in de Nazi‘lerle işbirliği yaptığının iddia edilmesine neden olmuştur. Fakat bu iddialarla ilgili kanıt yoktur. Ayrıca ülkeyi terketmeyen tek aile üyesi Frits Philips‘in, Naziler‘i üretim için işçi gerektiğine ikna ederek 382 Yahudi‘nin yaşamlarını kurtardığı söylenir.[5] (1996’da kendisine İsrailli büyükelçi tarafından Yad Vashem ödülü verildi.[6]) Eindhoven‘daki Philips üretim tesisi, savaş esnasında müttefik kuvvetler tarafından bombalanan tek endüstriyel hedef olmuştur.

Önemli değişimler

2004 yılında “Hadi daha iyisini yapalım” olan şirket sloganı, teknolojik olarak gelişkin fakat kullanıcının ihtiyaçlarını karşılayacak kadar sade ürün geliştirme eğilimini vurgulayan “Anlamlı ve Basit” olarak değiştirildi.

CEO’ları

Geçmişten günümüze görev yapan CEO‘lar:

Spor

Avrupa çapında ünlü PSV Eindhoven futbol takımı 1911 yılında kurulmuştur. PSV kısaltması “Philips Sport Vereniging (Philips Spor Kulubü)” anlamını taşımaktadır.

İcra kurulu başkanı (ceo)

İcra kurulu başkanı

Vikipedi, özgür ansiklopedi
(İcra Kurulu Başkanı sayfasından yönlendirildi)

İcra kurulu başkanı ya da genel müdür, (İngilizce Chief Executive Officer, CEO), bir şirket, örgüt ya da acentenin en üst dereceli yöneticisidir.

Nispeten az hissedarı olan şirketlerde (closely held corporations) geleneksel olarak COO, aynı zamanda yönetim kurulu başkanıdır (CEO). Özellikle bir kişi başkan ve CEO ünvanlarını elinde tutarken başka biri de başkanlık görevinde ya da bir şirketin günlük işlerini yürütmekle sorumlu yöneticisi (chief operating officer – COO) olur. ABD‘de CEO, Birleşik Krallık‘ta ise Yönetici Müdür (Managing Director) terimi tercih edilir. Bu yönetimin altındaki yönetici, ABD’de İcra Kurulu Başkan Yardımcısı (Executive Vice President), Birleşik Krallık’ta ise Yetkili Müdür (Executive Director) diye adlandırılır. Halka açık şirketlerde CEO ve başkanlık görevleri birbirlerinden ayrılabilir.

general mobile

General Mobile

Vikipedi, özgür ansiklopedi

ABD patentli, Amerika’da kurulan bir cep telefonu markasıdır. 2005 yılına kadar, mobil cihazlar için yazılım geliştiren marka, 2005 yılının son çeyreğinden itibaren cep telefonu üretimine, 2006 yılının son çeyreğinde distribütörlükler vermeye başlamıştır. Türkiye’deki pazar payı giderek artmaktadır. Marka, en çok çift sim kartlı telefonlarıyla tanınmaktadır. Dünyanın ilk 3G teknolojisine sahip çift hatlı telefonu DST3GCOOL ile Plus X 2008 Teknoloji Ödüllerinden ‘Yenilikçi Ödülü’nü almıştır. Uluslararası alanda başka ödülleri de vardır.

 

Ürünler

Multimedya Serisi

  • GF2F Face to Face
  • G777
  • G333
  • FB1907

DST (Çift Sim Kart Teknolojisi) Serisi

  • DSTM1 Music Phone
  • DSTS1
  • DST700
  • DST12
  • DST250
  • DST10
  • DST Picco
  • DST3G Cool
  • DSTW1
  • DST33
  • DST22
  • DST11 White Hill
  • DST11 Black Hill
  • DST01
  • DSTL1 Imaginary
  • DST Business